Horlama yaşam kalitesini bozuyor


İngiliz Horlama ve Uyku Bozuklukları Derneği’nin yaptığı araştırma sonuçlarına göre, horlama, çiftlerin münakaşa etmesine ve boşanmaya varan gerginlikler yaşamalarına neden olabiliyor.
Eşlerin yüzde 81’i horlama gürültüsü nedeniyle uykusuz kaldıklarını, %70’i ise ayrı odalarda uyuduklarını söylediler.
Hem kişinin yaşam kalitesini düşüren hem de aile ilişkilerini zedeleyen bir sağlık sorunu olan horlama konusunda Emsey Hospital’dan KBB Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut bilgi verdi.
HORLAMA NEDİR?
“Horlama, uykuda daralmış olan üst solunum yolundan solunum esnasında havanın geçerken oluşturduğu türbülans nedeniyle, üst solunum yolu dokularının titreşimi ile oluşan sestir. Teneffüs ettiğimiz havanın hızı, fizik kuralı gereği üst solunum yolunun çapıyla orantılı olarak artar veya azalır. Üst solunum yolu daraldıkça, soluduğumuz havanın hızıyla birlikte horlamanın şiddeti de artar. Bazı kişilerde horlama trafik gürültüsüne eşit olan 80-90 db şiddetine ulaşır. Bu şiddette horlayan insanların bulunduğu odada, başka insanların uyuması mümkün değildir.”
HORLAMA SOSYAL BİR SORUNDUR
“Horlama, şiddeti ne olursa olsun sosyal etkileri olan bir sorundur. Bu durum, aile yaşamını ciddi bir şekilde tehdit eder. Horlayan kişiyle uyku partneri olan eşi beraber yatmak istemez. Bazı durumlarda, odalar bile ayrılabilir. Horlayan kişi, ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusudur, tatil ve iş gezilerinde ise istenilmeyen oda arkadaşıdır.”
HORLAMANIN HASTALIK HALİ
“Horlama, tıp dilinde Uyku Apnesi dediğimiz uykuda solunum durması ve Tıkayıcı Uyku Apnesi hastalığı ile birlikte olduğunda oldukça ciddi olabilir. Böyle durumlarda, horlama solunum durması (apne) ile kesilir. Bu noktada horlama duyulmaz, solunum ise tam durmuştur. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin, bir saat içinde 7’den fazla görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder. Apne; hastalığın şiddetine göre hastalarda saatte 30-300 defa olabilmektedir. Solunum durunca, uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Kanda oksijen düşünce, beyindeki solunum merkezi uyarılarak solunum tekrar başlatılır. Bu olay olmazsa, uykuda ani ölümler görülebilir. Oksijenin düştüğü bu dönemde, kalp kanı daha çok pompalamak zorundadır. Bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi yerleşir. Tıkayıcı tipte horlama hastalığı olan kişiler, uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedirler. Derin faz, gerçek dinlenme için tek yoldur. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçecektir. Araba kullanırken ya da iş başında uyuklamalar görülecektir.”
BU HASTALARIN TİPİK ÖZELİKLERİ
“Bu hastaların büyük çoğunluğu şişman veya aşırı kiloludur. Vücut kitle endeksleri artmıştır. Boyunları ise kısadır.”
HORLAMA NASIL TEDAVİ EDİLİR?
“Horlama hastaları öncelikle beraberinde Tıkayıcı Uyku Apne Sendromu varlığı açısından dikkatlice araştırılmalı ve gerekiyorsa hasta uyku testinden geçirilmelidir. Uyku testinde hasta, uyku laboratuvarında bir gece uyur. Burada horlama, apne sayısı ve süresi, kan oksijen düzeyleri, uyku derinliği gibi parametreler polisomnograf adı verilen cihazlarla belirlenerek hastaya kesin teşhis konur.
Hastada Uyku Apne Sendromu saptanmaz ise, horlama genellikle KBB uzmanları tarafından uygulanan bazı cerrahi girişimler, radyofrekans gibi yöntemler ve diş hekimleri tarafından uygulanan ağız içi aparatlar ile tedavi edilebilir. Öncelikle üst solunum yollarında darlık yapan sebepler bulunursa, bunların tedavisi gerçekleştirilmelidir. Burundaki et veya kemik, damak veya küçük dildeki sarkmalar ameliyatla düzeltilebilir. Damak veya küçük dile uygulanabilecek ameliyatlar direk olarak bıçak ile olabileceği gibi, lazer ya da son yıllarda daha fazla kullanılan radyofrekansla da yapılabilir. Radyofrekans burundaki et büyümeleri için de kullanılır.
Lazer tedavisi çok ağrılı olması ve sonuçlarının çok verimli olmaması nedeniyle giderek terk edilmektedir. Yüzün ve dilin anatomik yapılarının düzeltilmesiyle ilgili daha büyük ameliyatlar da vardır, ancak bunlar nadiren uygulanır. Horlamaya Uyku Apnesi eşlik ediyorsa, tedavi yaklaşımları tamamen değişir. Daha zorlu ve zahmetli bir tedavi süreci vardır. Hastayla hekim arasında iyi bir iletişim gerekir. Her iki tarafın da süreçte üzerine düşeni yapmasıyla tam tedavi gerçekleşebilir ve hastanın yaşam kalitesi düzeltilebilir. Cerrahi tedavi yanında, uyku süresince üst solunum yoluna pozitif basınçla hava veren CPAP cihazları da tedaviye yardımcı olmaktadır.”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.