Alternatif tedaviler ölümcül olabiliyor!
Bu uyarı, bir tür kemik iliği kanseri olan multiple miyelom tanısı alanlar için düzenlenen hasta-hekim buluşmasında yapıldı. Tedavi sürecinde, alternatif uygulamalar ve bitki çayları konusunda son derece dikkatli olunması gerekiyor.
Kanser Savaşçıları Derneği, IMF (Uluslararası Miyelom Vakfı) ve İstanbul Miyelom Grubu tarafından, multiple miyelom hastalarının tanı ve tedavi süreciyle ilgili bilgilendirilmesi amacıyla Hasta-Hekim Buluşması düzenlendi. Uzmanlar, hastaları son yıllarda büyük rağbet gören alternatif tedaviler konusunda uyararak, özellikle kanser tedavisi alırken bu tür uygulamaların, hatta bitki çaylarının ölümcül sonuçlar doğurabileceğini belirttiler.
Lenfomadan sonra en sık görülen kanla ilgili ikinci kanser olan multiple miyelom vücutta kemik kırıkları, böbrek yetmezliği ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi pek çok probleme sebep olabiliyor.
Son on yılda tedavilerdeki gelişmeler sonunda ölümcül bir hastalıktan çok diyabet gibi kontrol altına alınabilen kronik bir rahatsızlığa dönüşen multiple miyelom hastaları artık uzun süre bu hastalıkla birlikte yaşayabiliyor. Uzun sessizlik dönemleri olsa da iyileşmede tam başarının elde edilemediği bu hastalıkla mücadele edenler, bilimsel tedavilerin yanında alternatif yöntemlere de başvurabiliyor.
Tanı ve tedavi süreci hakkında hasta ve hasta yakınlarını bilgilendiren uzmanlar, katılımcıları bu konuda uyardı: “Masum gibi görünen bu yöntemler, özellikle doktorunuza bilgi verilmediği durumlarda büyük sağlık sorunlarına neden olabiliyor.” Multiple miyelom tedavisinde kemik iliği nakli konusunda ve hastalara güncel tedavilere erişim imkânı sağlayan klinik araştırmaların önemiyle ilgili sunumlar yapan İstanbul Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu, daha geçen hafta bir hastasının böyle bir yöntem sebebiyle yaşamını kaybettiğini şu sözlerle vurguladı: “Tedavisini alırken bir de sülük tedavisine başlayan hastamız, bu sebeple menenjite yakalandı ve tüm çabamıza rağmen hayatını kaybetti.” Multiple miyelomda klinik belirtiler konusunda bilgi veren Acıbadem Hastanesi Hematoloji Bölümü doktorlarından Prof. Dr. Mustafa Çetiner ise tedavi görürken aynı zamanda bilgileri dışında ısırgan otu çayı tüketen bir hastalarının da karaciğer yetmezliği sebebiyle yıllar evvel yaşamını kaybettiğini söyledi: “Isırgan otu çok tüketildiğinde karaciğer yetmezliğine sebep olabiliyor.”
“GREYFURT VE NAR, KEMOTERAPİYİ OLUMSUZ ETKİLİYOR.”
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Yıldız Aydın ve Doç. Dr. Ayşe Salihoğlu ile Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tülin Tuğlular da multiple miyelom ve diğer kanser türlerinde tedavi sırasında başvurulan her türlü alternatif yöntemin, mutlaka doktorlarla paylaşılması gerektiğinin altını çizdiler. Tedavi sürecinde beslenme konusunu anlatan Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü diyetisyenlerinden Nilay Topçam Zihnioğlu ise bazen fazla tüketilen meyve sularının dahi tedaviyi etkilediğini şu sözlerle dile getirdi: “Kemoterapi alan hastalarımızın greyfurt ve nar suyundan uzak durması gerekiyor. Çünkü bu meyvelerin suyu, tedaviyi olumsuz etkileyebiliyor.”
Multiple Miyelom Hasta Okulu’nda ayrıca İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Yazıcı, Marmara Tıp Fakültesi Ortopedi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Bezer ve Amerikan Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü uzmanı Dr. Şiran Keske de hastaları kendi alanlarıyla ilgili bilgilendirdi.
“BİR BUÇUK YIL SONRA TANI ALDI.”
Multiple miyelomla ilgili geliştirilen ilaçlar ve kök hücre nakli sayesinde tedavide alınan başarılı sonuçların yükseldiğini belirten uzmanlar, kök hücre nakli olan hastalar için canlı olmayan çocukluk çağı aşılarının tekrarlanması gerektiğini söyledi. Aşılar konusunda bilgi veren Dr. Keske, aşı karşıtı tutumun yaygınlaşmasından, dolaylı olarak kanser hastalarının da olumsuz etkilendiğini belirtti. Dr. Keske ayrıca son günlerde yetişkinler arasında boğmacaya önceki yıllara oranla daha sık rastladıklarına dikkat çekti ve tüm katılımcıları uyardı: “Yetişkinlikte tetanoz ve difteri aşılarının 10 yılda bir tekrarlanması gerekir. Yetişkinlikte boğmaca aşısını da bir kez daha tekrarlamak faydalı olur.”
Toplantıda uzmanlara tanı ve tedaviyle ilgili soru sorma imkanı bulan hastalardan çoğu geç tanı probleminden yakındı. Ali Rıza Görener, böbrek yetmezliği ve omurga problemleri sebebiyle farklı doktorlara başvuran eşine ancak bir buçuk yıl sonra multiple miyelom tanısı konduğunu belirtti. Uzmanlar ise hastaların ani oluşan kırıklardan, aşırı yorgunluğa kadar pek çok farklı klinik belirtiyle doktora başvurduğunu, bu yüzden başta aile hekimleri olmak üzere sağlık çalışanları arasında da farkındalık oluşturmanın, miyelomda erken tanı için gerekli olduğunu dile getirdiler.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.